PLÜTON NEDEN ARTIK BİR GEZEGEN DEĞİL?
1970’li yıllardan sonra Güneş Sistemi’nin dışında cüce bir gezegen olan “2060 Chiron”un keşfine kadar Güneş Sistemi’nin dokuzuncu gezegeni Plüton’un bu tarihten sonra gezegenlik durumu tartışılmaya başladı. 21. yüzyılın başlarında Güneş Sistemi’nin dışında Plüton’a benzeyen birçok nesne gözlemlenip, 2005’te buna, o sırada Plüton’dan kıyasla yaklaşık %27 daha büyük olarak değerlendirilen Eris’in de eklenmesiyle 2006’da Plüton artık gezegen statüsünden çıkarıldı. Kuiper Kuşağı’ndaki cüce gezegenler statüsüne eklenen Plüton’un keşfinden günümüze verdiği statü mücadelesini yazımızda okuyabilirsiniz.
19. yüzyılda Neptün’ü araştırmak için başlatılan çalışmalar sonucunda kurulan Arizona’daki gözlemevinde ilk kez Plüton’a ait fotoğraflar çekilir. Bir süre boyunca gözden kaçan Plüton, 1930’un başlarında çekilen çözünürlüğü yüksek fotoğraflarda yeni bir cisim olarak fark edilir ve mart ayında da Harvard Üniversitesi Gözlemevi yeni bir gezegen keşfettiklerini açıklar.
Tüm dünyada yankı uyandıran bu keşfin isim hakkı ise Arizona’daki gözlemevine aittir. 1000’den fazla isim önerisine rağmen öneriler beğenilmez. Bu yeni gezegenin ismi o dönemde henüz 11 yaşında olan Oxfordlu bir öğrenci olan Venetia Burney’in kütüphaneci dedesi ile yaptığı bir sohbet neticesinde bulunur. Gök bilimi ve mitoloji ile yakından ilgilenen Venetia, Plüton ismini önerir. Roma mitolojisinde “yer altı dünyasının tanrısı” olarak kabul edilen Plüton, iki kardeşi ile dünyayı kontrol eden Satürn’ün çocuklarından biridir. Jüpiter gökyüzünü, Neptün denizleri, Plüton da yer altı dünyasını yönetir. Bu isim önerisi çok beğenilir ve 1 Mayıs 1930’da tüm dünyaya yeni gezegenin ismi Plüton olarak duyurulur.
Güneş’in etrafındaki bir turunu 248 yılda tamamlayan Plüton, gezegenimizin uydusu olan Ay’dan daha küçüktür. Katı haldeki Plüton üzerinde azot, metan ve karbonmonoksit donmuş halde bulunur. Güneş’e en uzak konumda bulunan Plüton, Güneş Sistemi’ndeki en soğuk gezegendir. Ortalama sıcaklık -229 derecedir. Güneş ışınlarının Plüton’a ulaşması 5 saat sürer ve Güneş Sistemi’nin en yavaş dönen 2. gezegenidir.
Astronomlar, 1978’de Plüton’un en büyük uydusu olan Charon’u keşfedip kütlesini tespit edene kadar Plüton’un boyutları bilinmez. Bu keşif sayesinde Plüton’un 2.400 kilometre çapa sahip olduğu hesaplanır. Yani Plüton’un yüzeyi, Rusya’nın yüz ölçümünden küçüktür. Plüton, Güneş’ten en uzak cüce gezegenlerden birisi olmakla birlikte, Kuiper Kuşağı adı verilen, Güneş Sistemi’nin sınırı olarak bilinen binlerce gök cisminden oluşan kuşağa çok yakındır. Şu anda kuşak içerisinde 70.000 adet 100 kilometreden büyük çaplı, buzla kaplı gök cismi olduğu düşünülmektedir.
2006 yılında uzaya yollanan New Horizons, 2015 yılında Plüton’u ziyaret eder ve Plüton’un en net fotoğraflarını çeker. Bundan öncesinde Plüton’u ziyaret eden herhangi bir uzay aracı olmamıştır. Yüzeyinde kalp şekli olan Plüton, fotoğraflarının yayımlandığı tarihte büyük ilgi görerek oldukça sempati kazanır. Ancak Plüton yörüngesi, Neptün ile kesiştiğinden gezegenlikten çıkarılır ve cüce gezegenler sınıfına dâhil edilir. Bunun sıkça bilindiği gibi boyutuyla bir ilgisi yoktur. Plüton tanınmaya başladığı dönemlerde gezegen olarak adlandırılmış fakat 2006’da Prag’da gerçekleşen toplantı sonucu cüce gezegen sınıfına alınmıştır.
Cüce gezegen, bir gezegen kadar büyük kütleli olmayan ancak bir uydu kadar da küçük kütleli olmayan gök cisimlerine verilen bir isimdir. Plüton, Güneş Sistemi içerisinde, Güneş’in etrafında dönen en büyük ikinci cüce gezegendir, birincisi ise Eris cüce gezegenidir. Günümüzde bu tip cüce gezegenlere Plüton’un şerefine “plutoid” adı verilse de Eris’in 2005 yılındaki keşfi, Plüton’u gezegenlikten çıkaracak kararlar silsilesinde önemli bir basamak olmuştur.
7,595 okunma